YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE SINIFLARINDA İLETİŞİMSEL YÖNTEMLERİN UYGULANMASI

Meliha R. Şimşek
Asst. Prof. Dr., Mersin University, TURKEY, malliday@gmail.com

Abstract
Implementing Communicative Methods in TFL Classes
The biggest problem awaiting an urgent solution in the teaching of Turkish as a foreign language (TFL) is the instructors’ lack of methodological knowledge, and the underlying source of this problem concerns the rejection of this field as an independent area of specialization like the teaching of other foreign languages, and also teacher recruitment from varied institutions. When the refugees, fleeing from the wars in the neighbouring countries, and their children with limited/no language knowledge are added to the large learner community, the majority of which currently consists of foreigners studying at Turkish universities, it is essential to have competent teachers in modern language teaching methods so that TFL learners with varied purposes can receive qualified language education. When the most active century of foreign language methodology was studied, it was observed that progress in this field was not cumulatively made; in contrast, it was built on binary oppositions and while all the other mainstream and alternative methods were defeated or outmoded in this centennial search for the best teaching method, the communicative approach did survive. Because it (i) develops not just linguistic but rather communicative competence, (ii) integrates four major skills, (iii) depends on communication-task-and-meaningfulness principles and (iv) displays adaptability to varied contexts, the communicative approach has dominated foreign language instruction. Not adopting a strict, predetermined and specific procedure, communicative language teaching respects contextual variables. It has thus come to be used in foreign language classes worldwide and evolved from a method into an approach by enabling its weak and strong interpretations. In this study, the main features of the communicative approach were first described and its weak version was instantiated in a unit from TFL course books. Secondly, its strong versions – known as Content-Based Instruction and Task-Based Language Instruction – were described, and procedural differences between traditional lessons of the P-P-P format and task-based models were explicated. In addition, it was demonstrated how a communicative material in the weak sense can be used in the task-based mode, and opportunities for application in TFL classes were highlighted.

Keywords: The communicative approach, content-based instruction, task-based language instruction

Özet
Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde ivedi çözüm bekleyen en büyük sorun, eğitmenlerin yöntem bilgisi eksikliği olup, bu sorunun temelinde ise diğer bütün yabancı dillerin öğretiminde olduğu gibi, bu alanın özel bir uzmanlık gerektirdiğinin yadsınması ve öğretmenlerin farklı kaynaklardan yetişmesi yatmaktadır. Büyük çoğunluğunu Türkiye’de eğitim gören yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu geniş öğrenici topluluğuna, çevre ülkelerdeki savaşlardan kaçan sığınmacılar ve sınırlı/sıfır dil bilgisine sahip çocukları da eklenince, yabancı dil olarak Türkçe öğrenicilerinin özel amaçlarına uygun çeşitlilikte, nitelikli bir dil eğitimi verilebilmesi için çağdaş dil öğretim yöntemlerine egemen öğretmenlere gereksinim duyulmaktadır. Yöntembilim tarihinin en etkin yüzyılı incelendiğinde ise ilerlemenin birikimsel olarak kaydedilmediği; tersine ikili karşıtlıklar üzerine kurulu olduğu ve bu asırlık en iyi yöntem arayışından diğer bütün ana akım ve almaşık yöntemler yenilgiyle çıkarken, kullanım dışı kalırken; yalnızca iletişimsel yaklaşımın varlığını koruduğu görülmektedir. İletişimsel yaklaşım, salt dilsel edinç değil iletişimsel edinç geliştirdiği, dört temel dil becerisini bütünleşik olarak öğrettiği, iletişim-görev-anlamlılık ilkelerine dayandığı ve çeşitli bağlamlara uygulanabilme esnekliği gösterdiği için yabancı dil öğretimine egemen olmuştur. Katı, sınırlı, belirli tek bir işlem yolunu benimsemeyen iletişimsel dil öğretimi, bağlamsal değişkenleri gözettiğinden dünya çapındaki yabancı dil sınıflarında kullanılagelmiş; zayıf ve güçlü yorumlarına izin vererek yöntemden yaklaşıma evrilmiştir. Bu çalışmada ise önce iletişimsel yaklaşımın temel özellikleri betimlenmiş ve yabancı dil olarak Türkçe setlerindeki zayıf yorumu bir ünite üzerinde örneksenmiştir. Ardından, İçerik-Temelli Öğretim ve Görev-Temelli Dil Öğretimi olarak bilinen güçlü yorumları betimlenmiş; sunu-alıştırma-üretim formatındaki geleneksel dersler ile görev-temelli modelin işlemsel farklılıkları irdelenmiştir. Ayrıca zayıf yorumuyla, iletişimsel bir öğretim malzemesinin nasıl görev-temelli kılınabileceği gösterilmiş ve yabancı dil olarak Türkçe öğretimindeki uygulama olanaklarına dikkat çekilmiştir.

Anahtar sözcükler: İletişimsel yaklaşım, içerik-temelli öğretim, görev-temelli dil öğretimi



FULL TEXT PDF

CITATION: Abstracts & Proceedings of INTCESS 2017 - 4th International Conference on Education and Social Sciences, 6-8 February 2017- Istanbul, Turkey

ISBN: 978-605-64453-9-2